İŞ BIRAKMA EYLEMİNE İLİŞKİN SORULAR VE YANITLAR

Pt, 10/24/2022 - 10:24 tarihinde egitimisankara tarafından gönderildi
İŞ BIRAKMA EYLEM KARARI YASAL MIDIR?



Türkiye tarafından kabul edilen “Uluslararası Sözleşmeler” ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda güvence altına alınan, yargısal içtihatlarla da tereddütsüz olarak korunan, “örgütlenme özgürlüğü” ve “sendikal faaliyet hakkı” kapsamında kamu emekçilerinin, üretimden gelen örgütlü gücünü kullanarak haklı taleplerinin muhataplara ulaşmasının temini için, sendikalar tarafından alınan karar doğrultusunda belirlenen günde “iş bırakma” şeklinde bir eylem kararı alması mümkündür.

İŞ BIRAKMA EYLEM KARARI YASAL MIDIR?

 

Türkiye tarafından kabul edilen “Uluslararası Sözleşmeler” ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda güvence altına alınan, yargısal içtihatlarla da tereddütsüz olarak korunan, “örgütlenme özgürlüğü” ve “sendikal faaliyet hakkı” kapsamında kamu emekçilerinin, üretimden gelen örgütlü gücünü kullanarak haklı taleplerinin muhataplara ulaşmasının temini için, sendikalar tarafından alınan karar doğrultusunda belirlenen günde “iş bırakma” şeklinde bir eylem kararı alması mümkündür.

 

İŞ BIRAKMA EYLEM KARARININ DAYANAKLARI NEDİR?

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, yargı yetkisini tanımakla yükümlü ülkelerin çalışma yaşamıyla ilintili hak ve özgürlükleri korumalarına büyük önem vermektedir. AİHM, konuyla ilgili olarak devletlerin ihlal ortaya koyan yaklaşımlarını istisnasız biçimde mahkum etmektedir.  AİHM bu konuda Türkiye Cumhuriyetini de birden fazla defa mahkum etmiştir. (Karaçay/Türkiye Davası, aynı yönde Kaya-Seyhan/Türkiye Davası, Şişman ve Diğerleri/Türkiye Davası)

Aynı şekilde Danıştay’da verdiği kararlarda, AİHM kararları ve iç hukuka doğrudan etkili uluslararası sözleşmelere atıf yaparak, idarenin iş bırakma eylemi yoluyla ortaya konulan demokratik tepkiyi tolere etmekle yükümlü olduğunun altını çizmektedir. (Danıştay 12. Dairesinin 12.12.2001 tarih 2001/3307E. 2007/4415K, 22.10.2003 tarih E:2001/168, K:2003/3017 ; 26.12.2005 tarih E:2003/2274, K:2005/4695 ve 20.12.2004 tarih 2004/4209E. 2004/4148K. sayılı kararları)

Anayasa Mahkemesi dava konusu durum ile birebir örtüşen bir kararında memurların sendikal faaliyet kapsamında iş bırakma eylemlerine disiplin cezası tesis edilmesini hak ihlali olarak değerlendirmiştir. Anayasa Mahkemesi’nin 2013/8463 başvuru sayılı 18.09.2014 tarihli (R.G. Tarih-Sayı: 4/12/2014-29195) kararında;

 

“…62. Tüm bunlara karşın verilen ceza hafif olsa da, başvurucu gibi sendikaya üye kişileri, çıkarlarını savunmak amacıyla yapılan meşru grev veya eylem günlerine katılmaktan vazgeçirecek bir niteliğe sahiptir (bkz. Kaya ve Seyhan/Türkiye, B. No: 30946/04, 15/12/2009, § 30; Karaçay/Türkiye, B. No: 6615/03, 27/6/2007, § 37; Ezelin/Fransa, B. No: 11800/85, 26/4/1991, §43).

63. Açıklanan nedenlerle, her ne kadar hafif bir ceza olsa da şikayet edilen uyarma cezasının "toplumsal bir ihtiyaç baskısına" tekabül etmemesi nedeniyle "demokratik toplumda gerekli olmadığı" sonucuna varılmıştır. Bu sebeple başvurucunun Anayasa'nın 51. maddesinde güvence altına alınan sendika hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir…”

gerekçesine yer vermiş ve başvurucuyu haklı bulmuştur.

Netice olarak yer verilen bu mevzuat ve yargısal içtihatlara göre iş bırakma eylem kararları bu dayanaklara göre varlığını sürdürmektedir.

İŞ BIRAKMA EYLEM KARARINI YERİNE GETİRMEK İÇİN SENDİKA ÜYESİ OLMAK GEREKİR Mİ?

Sendikaların almış olduğu iş bırakma eylem kararına katılmak için yargısal kararlara göre herhangi bir sendikaya üye olma zorunluluğu bulunmasa da sürecin takibi, gerekli dilekçelerin edinilmesi vb. sebeplerle bir takım pratik güçlüklerle karşılaşılması olasıdır. Ayrıca bir disiplin cezası verilmesi halinde, sendika üyelerinin bu cezalara itiraz aşamasında İl Disiplin Kurullarında sendika temsilcilerinin süreci yakından takip etme olanağı da bulunduğu dikkate alındığında sendikalı olmak avantajlı bir durum olarak değerlendirilmektedir. Eğitim-İş olarak sendikalı sendikasız ayrımı yapmaksızın eyleme katılan tüm kamu emekçilerinin sonunu kadar yanında olacağımızı ilan ediyoruz.  

İŞ BIRAKMA EYLEM KARARINA KATILANLARA DİSİPLİN CEZASI VERİLEBİLİR Mİ?

Yukarıda yer verdiğimiz tüm mahkeme kararlarında, sendikal eyleme katılanlara en hafif disiplin cezasının dahi verilemeyeceği açıkça ifade edilmiştir.

Milli Eğitim Bakanlığı Hukuk Müşavirliği’nin 27.02.2012 tarih ve 17848 sayılı görüş yazısında, AİHM ve Danıştay’ın vermiş olduğu kararlara dikkat çekerek, sendikal faaliyet kapsamında gerçekleşen iş bırakma eylemleri nedeniyle disiplin cezası verilmeyeceği yönündeki içtihadına atıfta bulunarak bu yönde hareket edilmesi gerektiği görüşü ifade edilmiştir.

İDARE TARAFINDAN İŞ BIRAKMA SEBEBİYLE İFADE İSTENMESİ HALİNDE NE YAPILMALIDIR?

 

Ayrıntılı olarak izah edildiği şekilde, iş bırakma nedeniyle bir disiplin cezası verilmesi hukuka aykırıdır.

 

Ancak ilgili idare tarafından, belirlenen günde neden görev yerine gelinmediği yazılı olarak sorulabilir.

 

Bu durumda, sendikalar tarafından alınan eylem kararı gereğince görev yerine gelinmediği belirtilmeli, sendikaların almış olduğu eylem kararı sunulmalıdır. Bu konuda sendikamız tarafından hazırlanan matbu dilekçelerin okul idaresine verilmesi de mümkündür.   

 

 

HUKUKA AYKIRI ŞEKİLDE YİNE DE DİSİPLİN CEZASI VERİLMESİ HALİNDE NE YAPILMASI GEREKİR?

 

Bugüne kadar tüm yargısal süreçlerde binlerce örneğini gördüğümüz üzere bu tür iş bırakma eylem kararlarına karşı disiplin cezası verilmesi açıkça hukuka aykırıdır. Ancak bazı idareler tarafında yine de buna rağmen disiplin cezası verilmesi halinde, öncelikle cezaya il disiplin kurullarında itiraz edilir, buradan olumsuz sonuç alınması halinde idari yargı yoluna başvurulur. Bu aşamaların tamamında sendikamızca süreç yakından takip edilecek ve gerekli hukuki destekler sunulacaktır.

SENDİKAL FAALİYETİ İDARE ENGELLEYEBİLİR Mİ?

İş bırakma nedeniyle idare tarafından bir disiplin cezası verilmesi, sendikal faaliyet hakkının kullanılmasını engellemek anlamına gelecektir. Bu durum, Türk Ceza Kanunu’nun 118. Maddesi kapsamında “sendikal faaliyetin engellenmesi suçu” ile yine 257. maddesi kapsamında “görevi kötüye kullanma suçu” oluşturmakta olup, cezai, hukuki ve idari yönden sorumluluk doğuracaktır. Bu gibi hallerin yaşanması durumunda EĞİTİM-İŞ tarafından hukuki yollara başvurulacaktır.